
AY-YIL : HAZİRAN
–2012
TARİH :15.06.2012
(Necm,
53/18)
İSRA
VE MİRAC
Muhterem
Kardeşlerim!
Şanı
Yüce Rabbimize hamdolsun ki bir Miraç gecesini daha idrak edeceğiz
inşallah. Önümüzdeki Cumartesi gününü Pazar gününe bağlayan
gece İsra ve Miraç kandilidir.
İsra
ve Mirac mucizesi, hicretten yaklaşık 1,5 yıl önce Recep Ayının
27. gecesinde gerçekleşmiştir. O yıl Peygamberimizin hanımı Hz.
Hatice (r.a.) ve sığındığı amcası Ebu Talib’in vefat
ettikleri hüzün yılıdır. Yine aynı yıl efendimizi Taif’liler
taşlamış, müşriklerin Müslümanlara baskıları artmış ve
bunun için bazı Müslümanlar Habeşistan’a hicret etmişlerdir.
İşte bu zorlukların ardından Allah (c.c.), peygamberinin
rütbesini miraçla yükseltmiş, O’nu teselli etmiştir.
İsra,
“gece yürümek” demektir. Din dilinde ise Peygamberimiz Hz
Muhammed’in (s.a.v.) Mescid-i Haram’dan Kudüs’deki Mescid-i
Aksa’ya geceleyin götürülmesi olayına denir. Bu husus,
Kur’an’da İsra suresinin ilk ayetinde mealen şöyle
bildirilmiştir: “Kendisine
ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i)
bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz
Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç
şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”1
Miraç
ise “yukarı yükselmek, yükselme aracı” gibi anlamlara
gelmektedir. Dini literatürde ise miraç, Peygamberimizin Mescid-i
Aksa’dan göklere yükseltilmesi ve Allah’ın sonsuz kudretinin
eserlerini aynel yakin bir şekilde müşahede etmesidir.
Değerli
Müslümanlar!
Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz’in isra ve miracı yalnız
kalbi ve ruhuyla değil, hem bedeniyle hem ruhuyla gerçekleşmiş,
Cennet ve cehennem kendisine gösterilmiştir. Cenab-ı Allah bu
manalara işareten miraç gecesinde habibini (Sevgili Peygamberini)
kastederek “And olsun ki Rabbinin varlığının büyük
delillerini gördü.”2
buyurur. İsra ve
miraç,
herhangi bir beşerin yapabileceği bir olay değil, bir mucizedir.
Dolayısıyla miracı Allah’ın sonsuz gücüyle değerlendirmeli
ve Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a.) efendimizin dediği gibi “O
söylediyse doğrudur.” demeliyiz.
Miraç
olayında Rabbimizin Peygamberimize (sav) ve onun ümmetine birçok
lütufları vardır.
Bu
lütufların üç tanesi şunlardır:
1-
Allah’a eş ve ortak koşmayanların cennetle müjdelenmesi,
2-
Günlük beş vakit namaz,
3-
Bakara Suresinin Âmenerrasülü diye bilinen son iki ayeti.
Aziz
Müslümanlar!
Bu
hediyelerin yanı sıra mirac vesilesiyle Yüce Mevlamız İsra
suresinde şunları da emretmektedir.
“Sadece
Allah’a ibadet edin, ana babaya öf bile demeyin, akrabaya,
yoksula, mahsur yolcuya haklarını verin, israf etmeyin, cimrilik de
etmeyin, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, zinaya
yaklaşmayın, haksız şekilde cana kıymayın, yetim malı yemeyin,
sözünüzü tutun, ölçü ve tartıda hile yapmayın, kesin
bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin, büyüklenerek yürümeyin.”1
Bu
mübarek geceyi kaza ve nafile namaz kılarak, Kur’an’ı Kerim
okuyarak, dua, tövbe ve zikirler ederek geçirelim, birbirimize
hayır dua edelim.
Hutbemi
Bakara suresinin sonundaki bir dua ile bitireyim:
“Ey
Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz!
Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey
Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi
affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla’mızsın.
Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”2
Miracımız
kutlu olsun. Kandiliniz mübarek olsun.
1
İsra, 17/23-27
2
Bakara, 2/286
1
İsra, 17/1
2
Necm suresi, 53/18